MAYIS 2014
tarafından Athanasios Komianos
Bu, güzel ülke İrlanda’da düzenlenecek olan bir sonraki Yıllık Kongremizin temasıdır. Bu benim bir dileğimdi ve şükürler olsun ki tüm EARTh Kurulu tarafından gözden geçirildi, geliştirildi ve kabul edildi, çünkü 2015 kongresinde başkanlığı bırakacağım.
İlk görüşmemin neredeyse sonunda hep şu soruyla karşılaşıyorum: Hiç metafizik bir deneyim yaşadınız mı? Ve danışanlarım çılgına dönerek haykırırlar: “Hayır, asla böyle bir deneyim yaşamadım”. Sonra sakince sorarım: Hiç deja vu deneyimi yaşadınız mı? Çoğu şöyle diyor: “Evet, yaşadım”. Sonra onlara soruyorum: Hiç durup dururken aklınıza biri geldi mi ve hiç vakit kaybetmeden telefon çaldı mı ve uzun zaman sonra sizi arıyor mu? Yine çoğu zaman cevap evet oluyor. O zaman onlara soruyorum: Hiç bir şey olacağına dair açıklanamayan bir önseziniz oldu mu ama ne olduğunu bilmiyor musunuz? Cevap yine evet oluyor. O zaman onlara soruyorum: Neden bana hiç metafizik bir deneyim yaşamadığınızı söylediniz? Yüzlerindeki ifadeyi tahmin edebilirsiniz.
Regresyon terapistleri olarak bizler (hoşumuza gitse de gitmese de) ana akım geleneksel psikoterapi çalışmalarıyla doğrudan çatışma halindeyiz. Biz, onların aksine, ruhsal boyutları ve ruhun biyolojik muadilinden bağımsızlığını kabul ediyoruz. Bu bile bizimle hiçbir ilgilerinin olmaması için yeterli. Öte yandan, üyelerimizden de anlaşılacağı üzere, birçok geleneksel psikoterapist var. 
l eğitim ve tavsiye için bize başvuran terapistler. Yunanistan’da bunun bana her zaman olduğunu görüyorum. Dolayısıyla bu konuyu net bir şekilde ele almak ve bu keşfedilmemiş bölgelerin haritasını çıkarma bulmacasına kendi payımıza neler ekleyebileceğimizi görmek için büyük bir fırsat.
Şimdi benim önerim, EARTh tarafından düzenlenen Konvansiyonlarımızda, geleneksel terapistler tarafından da düzenlenebilecek temaların nadiren bizim tarafımızdan düzenlenmesi gerektiğidir. Bunun nedeni, ana akım uygulayıcılar tarafından halihazırda sağlanan içgörülere ekleyecek fazla bir şeyimizin olmamasıdır. Hatta eğer temalar bunlarsa o zaman geleneksel kongrelere katılmamızın daha iyi olacağını söyleyecek kadar ileri gidebilirim.
Bu temanın seçilmesinin birkaç nedeni var:
- Birincisi yukarıda zaten belirtilmiştir.
- İkincisi, çoğumuz değişmiş bilinç hallerini kullandığımız için, hoşumuza gitsin ya da gitmesin, paranormal fenomenlerle karşılaşıyoruz:
- Hacizler ve zilyetlik
- Dünya dışı oluşumlar veya kaçırılma deneyimi
- Uzaktan veya kendiliğinden iyileşme
- Beden dışı deneyimler
- Sinestezi
- Mistik deneyimler
- Deja vu, telepati, durugörü, duruişitme, sezgisellik, önbilgi, psikokinezi vb. gibi psişik deneyimler.
- Zaman paradoksu ile ilgili deneyimler
- Psişik saldırılar
- Üçüncüsü ise, en çok ustalaşmamız gereken şeyin bu tür olayların üstesinden gelmek ve bunlarla ilgilenmek olduğudur. Geçen yıl Türk meslektaşımız Diba bir sonraki kongremizin teması olarak haciz ve zilyetlik deneyimini ve bununla nasıl başa çıkılacağını önermişti. Bizim temamız altında bu konu pekala resme uyabilir.
- Daha önceki önerilerde Dünya Dışı Varlıklarla ilgili temaları reddetmiştik, ancak şimdi bu genel tema altında ET’ler, kaçırılma deneyimi ve sunucuların önerdiği diğer konular hakkında konuşabiliriz.
- Genel panel için bu temayı seçebiliriz: İşler Ters Gittiğinde: Terapideki Hatalarımızdan Öğrenmek. Aslında bu fikir Juanita tarafından Estonya’da bir film projesi olarak önerildi. Bu çok ilginç bir konu çünkü çoğunlukla hatalarımız sayesinde daha iyi terapistler haline geliyoruz.
Şimdi, olağanüstü, paranormal, metafizik veya okült yerine sıra dışı seçimi, kurul içinde uzun bir tartışmadan sonra yapıldı. Ancak mayalanma olağanüstü kelimesini getirdi. Bu seçimin iki nedeni var. Birincisi, karşılaştığımız tüm bu tür fenomenler bu kategoriye girdiği için, ikincisi ise tema olarak geleneksel terapistlerin gözünü korkutmadığı için. Onlar için geçmiş yaşamı hatırlama olağanüstü görünse bile.
Bundan sonra mektuplarımda paranormal deneyimlerin bir çizelgesini oluşturmaya çalışarak bu fenomenleri özetlemeye çalışacağım.
